28 Eylül 2014 Pazar

İyi haftalar

Asık yüzlü ve gözleri nemli bir sonbahar gecesinden merhabaİyi haftalar dilerim

İyi haftalar, sendromsuz bir pazartesi dilerim...

18 Eylül 2014 Perşembe

FARK ETMELI INSAN


FARK ETMELI INSAN

Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen...
Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.
Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.
Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu fark etmeli.
Henüz bebekken 'Dünya benim!' dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı olduğunu,ölürken de aynı avuçların 'her şeyi bırakıp gidiyorum işte!' dercesine apaçık kaldığını fark etmeli.  
 Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.
Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
Azrailin her an sürpriz yapabileceğini,nasıl yaşarsa öyle öleceğini fark etmeli insan  
Hayvanların yolda , kaldırımda , çöplükte ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini fark etmeli.  
Yaratılmışların en güzeli olduğunu fark etmeli ve ona göre yaşamalı.
Gülün hemen dibindeki dikeni dikenin hemen yanı başındaki gülü fark etmeli.
Evinde kedi,köpek beslediği halde çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını fark etmeli.
Eşine 'seni çok seviyorum!' demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü fark etmeli.
Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini ama arka sokaktaki komşusunun o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.
Zenginliğin ve bereketin sofradayken önünde biriken ekmek kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.  
Annesinden doğarken tertemiz teslim aldığı gırtlağını ve aşırı beslenme yüzünden sarkan göbeğini fark
etmeli, fark etmeliyiz çok geç olmadan.....  
Ömür dediğin üç gündür,dün geldi geçti yarın meçhuldür...
O halde ömür dediğin bir gündür,o da bugündür....

Can Yücel


EN ÖNCE VE İLLA Kİ SAĞLIK OLSUN!....



EN ÖNCE VE İLLA Kİ SAĞLIK OLSUN!....



 Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama.

 Yarım saat erkene kurulsun saatin.

 Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin...
 Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin.
 Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin.
 Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
 Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart.
 Çek kızarmış ekmek kokusunu içine

 Bak güzelim kahvaltının keyfine...

 Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis.

 Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin.

 Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.

 Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, Hatta daha da eskiden 

 yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, Ohhh şöyle bir hafifle...

 Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de.
 Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık.
 Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
 Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak.
 Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından 
 makas al...
 Sonra, şöyle bir düşün. Kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken?...
 Kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler 
 kapını tıklattı?..
 Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?...
 Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara!...
 Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor!...
 Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller 
 açtıracak..
 Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun...
 Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun...
 Saklama tabakları, bardakları misafire. Sizden ala misafir mi var bu 
 dünyada?..
 Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç 
 değil.
 Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi, eksik 
 bıraktıklarını tamamlar gibi. Tadına var akşamının...
 Gece evinde, dostların olsun.
 Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun...
 Arkadaşım, hayat bu. Daha ne olsun?
 Ama en önce ve illa ki sağlık olsun! **
 Can Yücel